18 Şubat 2016 Perşembe

Dinginlik halim

Bugün bir şey farkettikten. Ben huzurluyken yazma paylaşma ihtiyacı hissetmiyormusum. Bugün izinde ikinci günüm , dinginligimle başbaşa iken teknolojik hiçbir şey çağırıyor bile beni. Bu aralar el işi şeylere kaldırdım kendimi. Tam ev hanımı modundayim ve bu beni mutlu ediyor. Uykum geldi. İyi geceler tatlı rüyalar.

15 Şubat 2016 Pazartesi

7 Kitap

Güzel haberler vererek başlayalım önce :)
İşten ne kadar bunaldığımı daha önce yazmıştım zaten. Bugün müdür de gelince 11 günlük izin istedim yani önümüzdeki hafta cuma gününe kadar izin aldım İnşallah bir sıkıntı olmaz.
Şimdi gelelim başlıkta bahsettiğim konuya. Okulda bir kitap okuma projesi uyguluyoruz. Bunu fırsat bilerek ben de kendimce dahil oldum projeye.
 7 kitap okuma projesi kitaplar ise şöyle:
1-Suç ve Ceza
2-Çöle İnen Nur
3-Kürk Mantolu Madonna
4-Semerkant
5-Şah ve Sultan
6-Gün Olur Asra Bedel
7-Uzun Hikaye
Ben şimdi Suç ve Ceza'yı okuyorum daha ilerleyebilmiş değilim :) 

En iyisi aynı anda birden fazla kitap okumak yoksa bitmez bu seri :)

14 Şubat 2016 Pazar

Melekler Korusun mu?


Evde özellikle mutfakta iş yaparken bir ses arıyorum kendime bu yüzden de Türk dizileri izliyorum. 
En son "İşler Güçler" i bitirdim işte. 
Sonra da aklıma lisedeyken bayıla bayıla izlediğim dizi geldi "Melekler Korusun" ilk 7 bölümü güzel güzel izledim  fakat sonrasında nasıl desem devam edemedim. 
Sonunu da merak ettiğim için atladım ortalarda bir bölüme ve geri kalan dizinin hepsini 1 akşamda ileri sara sara, kimi yerlerde darala darala izledim.
Tamam emek verilmiş, bu dizi için de çalışmış bir çok insan vardır elbet ama çok rahatsız oldum diziyi izlerken. 
Mesela her hareketini desteklemesem de Melek ve Süt Nine yi çok geri kafalı anlayışsız olarak göstermişler birçok yerde. Müslümanlık dışı birçok şeyi özgürlük süsüyle bize sundular. Bir yerde Süt Nine imam nikahı kıydırmak için imam çağırıyor ve bizim tatlı, masum iyimserlik abidesi İpek buna kesinkes karşı çıkıyor.İmam nikahını sadece adet, görenek olarak dile getiriyorlar. Ben asla başıma örtüyü atmam diye de bas bas bağırıyor bizim kızımız.
Bunlar sadece hatırladığım şeyler dahası da var da şimdi aklımda değil.
Dizilerimizin %90'nında da olduğu gibi yalan söylemek yine çok normal gösterilmiş. Ne kadar fazla yalan dolan var bu dizilerde. Ay bir de yalan söylüyoruz çünkü söylemek zorundayız modundalar ya ona bitiyorum. 
Yok efendim söylemek zorunda falan değilsiniz. O yaptığınız şeyler başınıza bela açar diye korktuklarından izin vermiyorlar anneleriniz size. Bizim saf lise çağındaki kızlarımız da bu dizileri örnek alıp çok kolayca yalan söyleyen ve en kötüsü de evden kaçan kızlarımız oluyor. Sonuç hüsran, birçok hayat mahvoluyor bu diziler yüzünden. 
Toplumumuz bozuluyor, üzülüyorum :( 
Biz Müslüman bir ülkeyiz. Dinimiz bize öyle güzel şeyler söylüyor ki, ona uygun yaşadığımız sürece bu sıkıntılar olmayacak ya da en minimum düzeyde olacak. Dindar olmak gericilik değil tam tersi ileri görüşlülüktür. Bunun farkında olan ve İslamiyeti yaşayan insanlar gerçek huzura ulaşmış durumdalar.
İnşallah ben de o insanlardan olurum.

11 Şubat 2016 Perşembe

Tığ İşi Kalemlik-1

Hafta sonu Konya'dan kendime teni tığ ve pamuk iplik aldım(lacivert).
Bu aralar yine merak sardım bu tür işlere.
Dün ne yapayım ne edeyim derken internette tığ işi kalemlik diye arattım, karşıma çıkan ilk sayfada bir kalemlik gördüm yapılışı kolay pratik de üstelik.
Dedim yapayım.
Dediğim sayfa şurada
Burada iki renkli tarif edilmiş ama benim elimde aynı tür iptan tek renk olduğu için tek renk yapacağım gibi.
Başladım şimdilik güzel gidiyor.
Yakında resimleri de atarım bakayım biraz daha öreyim de hele :)

EDİT 1:

Acemilikle devam ediyoruz. :) 

EDİT 2:


Örülecek yerleri de tamamladım iş geldi dikiş aşamasına fermuar alıp onu da tamamlamayı düşünüyorum. Son defa da bitmiş halini paylaşırım diye düşünüyorum.:) Kalın sağlıcakla...

Güneşli Günler

Depresif ruh halimden çıkmış durumdayım. 
Aslında dün geldim kendime biraz daha. 
Bunda sabah biraz daha uyumanın, okula yürüyerek gelmenin ve tabi güneşli bir günün olmasının da etkisi büyük. 
Başka sebeplerim de var tabi; mesela bende öfke duygusu uyandıran bazı insanlar çalıştığım yerde yoktu ve son yazımda vardığım sonuç elbette...
Anlayacağın,ya hepsi birden ya da sadece biri benim kendime gelmeme sebep oldu ama hangisi olduğunu bilemiyorum tabi :) 
Her neyse uzun lafın kısası düzeldim an itibariyle. 
Hatta dün öğle arası eve gidip evi havalandırıp temizlik bile yaptım :) 
(Bu benim için bir devrim : ) ) 
Öğleden sonra eve gidince de aynı şekilde yemekten sonra eşim arkadaşlarına gitti ben de o arada kendimi ev işlerine verdim, neden böyle yaptım ben de bilmiyorum ama güzel oldu :) 
Sabahtan akşama yoğun çalışan bir bayan olarak evimi tertip ve düzende görmek bana ilaç gibi de geldi. 
Her zaman dünkü gibi enerjim de olmadığından bu ilaçı iyi kullansam güzel olacak. 

Aslında kafamda kendime dair yazmak istediğim çok şey var ama nereden başlayacağım da bilmiyorum. 
Karadenizli olduğumdan mı bilmiyorum ama ani ruh değişimlerim çevremdeki insanları yoruyor ben bunun farkına da varıyorum ama elimden bir şey de gelmiyor. 
Ne bileyim herhangi birşeye anında sinirlenip 5 dk sonra sakinleşip ardından bi 5 dk sonra tekrar çok daha başka bir ruh hali içerisine girebiliyorum. :) 
Galiba duygularımı hemen belli ettiğim için biraz sıkıntı oluyor. 
Ne yapayım ben böyleyim ama bu konu üzerinde biraz da düşüneceğim. 
Bakalım belki bulurum bir çözüm. 

İşte öyle, yağmurlu bir günden güle güle diyorum :) 
Ama sıkıntı yok, ruh hali kötüyse hava bahane iyiyim bugün. 
Müfettişlerin gelme ihtimali varmış bir sürü de eksiklik var ama bakalım, başlayayım kıyıdan köşeden biraz biraz.


10 Şubat 2016 Çarşamba

Depresif Ruh Halim Aynen Devam...

Resul Dindar-Hoşgeldin
Şeytan sarmış bedenimi, düşüncelerimi galiba. Yoksa bu depresiflik hali sadece yaşadıklarımdan olamaz. İnsanız elbet mutsuz günlerimiz de olmalı değil mi? Yoksa mutluluk da tatsız tuzsuz olur  bilirim. Fakat neden bu halim yine? Nerede yanlış yapıyorum? Hayırlısı buymuş, yaşadıklarımın elbet bir sebebi var diyorum da niye hala kara bulutlar tepemde? :( Çok acizim çok, güçlü falan değilim (değiliz) aciz olduğumu mu fark ettim bir kez daha? Bu yüzden mi canım acıyor. Yoksa hala o haksızlık, adaletsizliklerle dolu dünyanın içindeyim diye mi böyle? Ayran kovasına düşüp de ilk pes eden kurbağa gibiyim sanırım. Her şeyden çektim elimi eteğimi. Neden? Çabalarımın boşa gittiğini gördüğüm için elbette. Hm... ya da nasıl olsa artık iki ayım kaldı buraya ait değilim diye düşündüğüm için mi? Bak bu ikincisi de olabilir
Nu - MAN O TO
Şimdi bi düşünüyorum da, nasıl olsa gideceğim diye tembellik yapıyorum doğru mu???? Boş durunca da kusurlar daha çok batıyor gözüme ve daha çok rahatsız ediyor beni belki de. Bir şeylerle meşgul olsam zaten bu tür konuları düşünecek zamanım da enerjim de olmaz üstelik. Tabi bu bir bastırma tekniği. Toplumda belli bir yere gelip de adaletsizliği arkalarını almış insanlar beni öfkelendiriyor. ÖFKE!!!!! Şeytandandır! Öyleyse bu öfke hem sana hem çevrene en önemlisi de ruhuna zarar. Peki bu öfke hali nasıl geçebilir ki? Dua ederek. Tabi ya..... Bir keresinde yine böyle kapana kısılmış durumdaydım, insanlarla yaptıkları yanlışlarla çok fazla uğraşır olmuştum( sanki ben mükemmelmişim gibi) öfke ve nefret sarmıştı tüm beyin hücrelerimi. Sonra şu an hayat arkadaşım olan insan, o zamanki erkek arkadaşım. "O kişi için dua et. Onu Allah yarattı unutma. Nefret etmemelisin." dedi.Tabi o zaman bu dediğini yapmış mıydım, evet dua etmiştim ama içimde hazmedemediğim şeyler vardı. Söyleyemediğim şeyler vardı ve onlar da içimde kaldı. Bana zarar. Şimdi de benzer konu. Karşımda bir insan ya da bu sefer birden fazla insan var ve ben alacağım cevaptan, söylediğim şeylerin sonuçlarından, korktuğum için susuyorum. Sonra ne mi oluyor İŞTE KARŞINIZDA BEN ...
Ali Atay - Of
Konuşsam ya bu sefer, en fazla ne olabilir ki? Korkak insanlar gibi arkadan konuşmaya devam edince ne oluyor ki? Zarar yine bu küpe değil mi? Gerçi söyledim. "Emir böyle yapacak bir şey yok." "!'^+%&/()  Saçımı başımı yolmak istiyorum. En iyisi dua etmek. Adaleti insanlarda aramak hata zaten, O'nun adaletine güvenip, "O bilir işini vardır elbet bunun da bir sebebi" deyip duaya devam etmek. Çünkü bu mesele ruh meselesi onu Dünya'da aramak hata. Allah'ım sen o kullarını ıslah et Ya rabbim. O insanların yanlışlarını göster onlara da, daha fazla şeytana kapılmadan çekip çıkarsınlar kendilerini bu bataklıktan. Allah'ım sen her şeyin en iyisini, en hayırlısını bilensin. Sana sığındım, senden başka gidecek kapım da yok üstelik. Yol göster bana, benim için en hayırlısını nasip et bana ve bu içinde bulunduğum sıkıntıdan kurtar beni Allah'ım.



9 Şubat 2016 Salı

İlk Yazım


Uzun zaman önce yine sayfa açmıştım. 
Neden bilmiyorum ama silmiştim sonra. 
Şimdi yeniden döndüm buralara, sebebi ise sanırım biraz bunalmış olmam. 
O zamanlar üniversite öğrencisi iken şu an bir okulda müdür yardımcısıyım. 
Bugün olduğum yerden geriye doğru bakınca neler neler yaşanmış diyorum. 
Ne küçük şeylere üzülmüş , ne çok şeyi de yarım bırakmışım. 
Bir gün bugün de bir geçmiş olacak biliyorum. 
Oradan bugüne baktığımda diliyorum ki küçük şeylere üzüldüğümle ilgili konuda aynı şekilde düşünmem. 
Çünkü bugün, burada, durdurğum zaman diliminde çok bunalmış ve mutsuz hissediyorum. 
Bu ruh halimin gereksiz ve küçük olduğunu düşünsem de işin içinden sıyrılamıyorum bir türlü. 
İş hayatı, insanlar... 
Ve evet üç nokta. 
Yorgunum yoruldum.
 Bu görevin biteceği güne yaklaşık 2 ay var ve evet ben gün sayıyorum, çabucak bitsin diye.
Öyle adaletsizlikler var ki gün geçtikçe bunu daha yakından takip ediyorum ve gerçekten hiçbir şey yapamıyorum.
Bu durum da beni daha beter hale getiriyor. 
Şimdilerde yüzümün asıklığı insanların dikkatini çekiyor fakat sorsalar ne cevap vereceğim nereden başlayacağım bilmiyorum. 
Yine güçlü olan her istediğini yapıyor. 
Mazlum olan yine eziliyor. 
Geçmişten günümüze hüküm süren bu düzenin beni böylesine rahatsız etmesinin sebebi ise buna aracılık ediyor olmam. 
Hiçbir şey diyemiyorum, hiçbir şey yapamıyorum. 
Karşı durduğumda hiçbir işe yaramıyor. 
Elimin kolumun bağlandığı noktadayım. 
Adaletli bir şekilde yaşamak çok zor bu günlerde ama henüz onu kaybetmiş değilim. 
Sıkı sıkı da tutunmak istiyorum bu halime ama biliyorum hiçbir işe de yaramıyor. 
Üzülüyorum, içim parçalanıyor insanlığın geldiği noktaya. 
Bu hep böyle miydi? Böyleymiş "Habil Kabil" den beri.
Peki ne yapmalı? 
Bilmiyorum. 
Bakalım gün dolduralım, o güne kadar her gün işe gelirken nefret ederek mi gelirim yine bilmiyorum ama ikinci dönemin ikinci günenden sesleniyorum
"Merhabaaaaaaa!!!!" 
Bu okula gelmek, kimi insanların yüzünü görmek istemiyorum.
İnşallah uzun sürmez bu halim. 
(Bu blog için ilk yazımın böyle karışık ve depresif olmasını elbette istemezdim ama durum bu. Bu yazıyı yayınlar mıyım? Başka yazılar yazar mıyım bilmiyorum. Hadi bakalım. Hayırlı günler. )